Çini Sanatı

Çini sanatı, geleneksel Türk el sanatıdır. Toprağın pişirildikten sonra şekil verilerek, eşyalar üretilmesi ile oluşmaktadır. Çini sanatı, motifler, şekiller ve renklendirmelerden oluşan eserlerdir
Pişirilen topraktan üretilen eşyaların süslenmesinde sıkça kullanılan el sanatıdır. Tabak, porselen, seramik, fayans gibi eşyaların üzerine yapılan süslemelere ise ''çinicilik'' 'denilmektedir.
Çini sanatı tarihi uzun yıllara dayanmaktadır. Bu el sanatı, Karahanlılar dönemine ait yapılarda süsleme sanatı olarak görülmüştür. Türk çini sanatının bin yılı aşkın bir tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Çini sanatı, Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları tarafından devam ettirilmiştir. Selçuklu döneminde birçok cami, menderese, saray, türbe ve kervansaray gibi yapılar çini sanatı ile süslenmiştir. Osmanlı döneminde birbirinden farklı yapılar motiflerle ve renklendirmelerle süslenerek, çini sanatı yaşatılmıştır.



Çini yapımı oldukça zahmetli ve zordur. Çini sanatı sabır gereken ve uğraş gereken bir el sanatıdır. Çini, birçok aşama sonucu elde edilmektedir. Bu sanat dalında önemli olan kişinin el becerisi, sabrı ve zevkidir çünkü hazırlanan eserler kişinin zevkini ve hayal dünyasını yansıtmaktadır. Birçok aşamadan geçerek çini sanatı yapılmaktadır.
Çini ustaları, doğayla ilgili geleneksel bilgi içeren reçeteler doğrultusunda yaptıkları çinilerde 16. yüzyıldan beri yaygın olarak “sıraltı tekniği”ni kullanmaktadırlar. Bu teknikte çamur, reçetesine göre hazırlanarak hamur haline getirilir.
Hamur şekillendirildikten sonra üzerine astar sürülerek kurutulur ve çini fırınlarında pişirilerek “bisküvi” denilen pürüzsüz bir yüzey elde edilir. Kağıt üzerine ajur tekniği ile delinip hazırlanan desenler kömür tozuyla yüzeye aktarılır ve desenin dış konturları (tahrir) siyah boya ile fırça kullanılarak elle çizilir. Sonraki aşamada çeşitli renklerle desenler boyanır. Son olarak, seramiğin üzeri sır ile kaplanır ve ikinci kez 900-940°C derecede pişirilerek çininin yapımı tamamlanır.



Geleneksel çini sanatına karakterini veren ve onu koruyan en temel etmen; hammaddenin teminine, boyaların hazırlanmasına, üretim araçlarının yapım ve kullanımına, fırınlama süreçlerine, süsleme tekniklerine ve estetik anlayışlara ilişkin kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılan bilgiler ve uygulamalarda kendini gösteren geleneksel zanaatkârlıktır.
Şehzadeler Halk eğitimi Merkezimizin Yeni Han'da devam eden çini kursunda geleneksel çalışmaların yanı sıra modern çalışmalar da kursiyerlerimiz tarafından oldukça severek ve ilgi ile çalışılıyor. Her yaştan kursiyerin yapabileceği oldukça zevkli bu sanatı Öğretmenimiz Nalan ŞERMENT ile yürütmeye devam ediyoruz.







